Wednesday, October 10, 2012

Hayde Bre Gamers!

Su aralar baya bi oyun cikti. Yok Star Wars: The Old Republic, yok Guild Wars 2, baskiya dayanamayan Warcraft HEY LOOK GAIZ WE HAVE PANDAS! silahini kullandi, announcementlar basladi (Torchlight 2, I c what u did thar) orda TERA Online atladi burdan o cikti derken hakkaten -tabiri caizse- her yirtik dondan bi oyun cikti. Merakli bi sahsiyet olarak arastirmaya, kurcuklamaya, betalara filan girmeye basladim. 


Kisacik bi ozet geceyim;

SWTOR - Max leveldan sonra hic bi halt yok. Ha Cataclysm ha bu. Grind fest. PvP. Leveling zevkli, yok cinematic yok su bu bilmemne, gorseller almis basini gitmis, of ama guzel oyun derken max levela gelince birakip eskilere geri donuyosun. Yes. Sanirim bundan dolayi SWTOR su an F2P gorunuyo. O well. One franchise falls, another one rises.


Guild Wars 2 - Sikilmana imkan yok. Surekli bisiler oluyo. Nereyi kurcalarsan kurcalara her yerden bisi cikma ihtimali, ve bu seyin senin guzel ebene kayma ihtimali cok yuksek. Tavsiyem ilk karakter olarak warrior filan secmek olmali, ben necromancer actim, iyi bok yedim. Kalkamiyorum altinda. For srs. Hani WoW raidlerinde "atesin icinde durma" uyarilarina kulak asmayan sahsiyetler icin hic iyi degil. Dodge etmezsen hakkaten ayvayi yiyosun. Surekli tetikte olmak lazim. Dunya her an birbirine girebilir - en azindan serverlar. Cok eglenceli lan, daha tasa tirmanip seviniyom. (Crafting'i hala cozemedim, biraktim daginik kalsin simdilik sonra farmlarim.)



TERA Online - Cacik olmaz. GW2 benzeri bi combat mechanic yapmislar, ki fena degil. Amma velakin variety yok. Questler nerdeyse ayni. Graphic desen inanilmaz - ama karakterler Kore oyunlarindan firlamis gibi. Hatunlarin hic bir yeri kapanmiyo. Lolitamsi sirf disi bir irk var. GW2ye kiyasla daha kolay ama sub fee var, dusunduruyor. Ayrica olmazsa da olur yani.



Butts. Butts everywhere. O high level armor bu arada. Melee icin. Berserker veya oyle bisi.

Torchlight 1 guzeldi, ikinciside guzel olacaktir heralde. Buna henuz bakamadim.

Mists of Pandaria - Oley, Pandaren! Butun WoW camiasini birbirine katan bu irk, aslen 1 Nisan sakasindan yola cikilmis bir halt olup, sonra oyunculardan gelen pozitif etkiyle "canon" olmus, Samwise Didier'in en buyuk gururu olan birsey aslinda. Level 10'a kadar bir factionin yok. Sadece Pandarensin. Sonra faction seciyosun. Varian Wrynn'le spar atiyosun, Garrosh direk bastan asagi sicip siviyo tehditlerle filan. Sirf onu kesmek icin bile oynanirmi, yes, bence oynanir. Theramore GG, Jaina UltraPMS'e baglamis vaziyette. Prince Wrathion ise bi haltlar pesinde, du bakalim nolcak. Ama butun bunlarin disinda, butun talentlar falan yalan. Hersey "dumbed down". Ne secersen sec sicma sansin cok az. Henuz dungeon/raidlere bakamadim, levelim tutmuyo. Ama su ana kadar gorduklerim;
Monkla cok egleniyorum. Firil firil donerken heal atmak cok zevkli. Ayrica melee healer olabilmek guzel. Hem sopamla iki durtup, hem heal atabiliyorum. Cegzel.
Demonology Warlock asmis gitmis. Feci OP. Suraya yaziyorum, nerf gelcek. 
Feral/Guardian ayrilmis, cegzel olmus ama 4 spec oldugu icin feci QQ var. Then again, ne zaman yoktu o QQlar.
Overall, gameplay basitlestirilmis, grafikler her zamanki gibi, dungeon/raid oldugu vakit ona ayri, katmanli bir post yazarim. But that day is not today.

Adam yapmis o kadar, Blizz'de asskissing modelinde tribute koymus. O well.

Bu kadar kaosun ortasinda, bi yandan GW2 bi yandan MoP, ben gittim League of Legends diye biseye basladim. Oyun bedava. Tabi icinde shop var, ama onlari ingame kazandigin IP(Influence Points) ile de alabiliyosun, o yuzden tamamen optional.
Oyun tamamen PvP based. Tabi, kendi oyununu kurup, sifreyle kilitleyip, botlara karsi da savas verebiliyosun eger kendinden emin degilsen, yeniysen oyuna, ve/veya yeni bi karakter denemek istiyosan.
Oyunda zilyar tane Champion var. DoTA gibi, hatta aynisi. Su an yeni Turk serveri acildi, netekim hersey turkce - karakterlerin sozleri dahil. Cok cacik, direk EU-West'e transfer ettim. 
Ilk basta sarmaz bu beni diye basladigin oyuna, hakkaten kafayi takip hirs yapiyosun. Cok lanet bisi. Bi kere oynadinmi gerisi kesin geliyo. IP biriktikce yeni Championlar aciyosun, onlara talent build veriyosun, rune dosuyosun, falan filan. 

Accountun level 30a kadar cikiyo. Benimki henuz 11, su anda elimde sadece  5 tane hero var - bi tanesini PVP. net hediye etmis, ekstra bir skin ile. Karakterleri aldiktan sonra, eger yeterli Riot Points varsa(ki bunlar parayla aliniyor) bu karakterlere skin alabiliyosun. Ayni karakter, ayni skiller, sadece goruntusu degisik. Cok ilginc seyler var.
Champion rolleri pusher, jungler, support, assassin, ranged, stealth, recommended, mage, carry, tank, fighter ve melee. Bir champion bu rollerden bir kacini yapabilir, eger hybrid talent build yaparsan nerdeyse her isi gorebilir.
105 tane secilebilen champion bulunmakta su an. Her hafta oynanabilir 10 karakter aciliyo, ve her hafta bu 10 karakter degisiyo. F2P oluyolar bi nevi. Begenirsen, ve IP/RP puanin yetiyosa, karakteri satin alabiliyosun. IP puanlari her game ile artiyo.

Gelgelelim oyunaaaa.
Iki takim - mavi ve mor- haritanin iki ayri ucunda basliyo. Iki kisi top lane, iki kisi bottom lane'e gidiyo, ve kalan bir kisi ise middle lane aliyo. Bu esnada tabi insanlar enemy player'a dalabilir, ama bu pek tavsiye edilmiyo. Netekim, oyun icindeki karakter level 1 basliyo, ve sadece bir ability - bunu oyuncu secebiliyo - acik oluyo. Bu yuzden bir sure boyunca 'tag' atiliyo en fazla. Summon olduktan 30 saniye icersinde minionlar spawn oluyo. Bu minionlar - ben onlara Orko diyorum - onemli, cunku karsi tarafin kulelerine baska turlu saldiramazsin. Peki kuleye neden saldirmak isteyesinki?
Cunku oyunun amaci, karsi tarafina base'ine girip, inhibitorlerini patlatmak. Ilk kimin ana inhibitoru patlarsa victory onundur. Bu top, middle ve bottom lanelerde yaklasik ucer kule bulunmakta, ve bu kuleler okuz gibi vurmaktadir. Kisaca tek basina bi kuleye girersen cenazen cikar, n00b yersin, hos degil.
Details, details.
Championun level atladikca, iki skill daha aciyosun, ve level 6ya ulastiginda Ultimate Skill'i geliyo. Her championunki degisik, hepsini de sayamiycam, gidin bakin ffs. Ondan sonra is cigrindan cikabiliyo. Ortalik gank fest olabiliyo.
Jungler dedigimiz championin asil gorevi gank mesela. Nereye cagrilirsa oraya kosup, ortaligi birbirine katmak en onemli ozelligi junglerin. Ayni zamanda, uc lane arasinda bol bol cimlik alan var, bunlara Brush deniyo. Bu cimliklere cimip, ambush yapabiliyosun. Bazen. Bazen karsindaki akilli cikiyo ve oraya Ward yerlestiriyo veya oraya skill aciyo, bilmem ne. Buluyo seni. Jungler'lar bu cimlik alanlari iyi kullanmak zorunda, cunku pusu kurmak, sessizce yaklasmak onlarin gorevi, tipki stealth ve assassin classlari gibi. Ki, bu konumda -bence- en tehlikeli jungler Shyvana. Cunku Shyvana bi ejderha ve okuz gibi damage yapabiliyo, hele ki ultimate'i aciksa(Bildigin full ejder oluyo kisa bi sureligine, leap stun aoe derken yatiyosun).
LTS Fuck-your-shit-up, PST.
So. Baska neler var? Championin dimdizlak savasa girmiyo tabi. Minionlari kesip sirf XP almiyosun, arti olarak gold aliyosun. Bu goldlarla base'ine geri donup, kendini bisiler aliyosun, damage'in veya neysen artik o statlarin artiyo. Ondan sonra yardir allah yardir. Sadece aktif bi kulenin altinda enemy playera vurma, yoksa kule sana fokuslaniyo.
Peki kuleyi nasil indiriyosun? Minionlari meat shield olarak kullanarak. Onlarin arkasindan gelip kulenin onlari target almasini bekliyosun, sonra sende kuleye daliyosun.
Oyun pvp ve taktik uzerine kurulu ve su an Turkiyede baya bi kisi oynamakta. Hatta, cogu Conventionlarda bile LoL turnuvalari duzenlenmekte - Turklerin kendi basina yaptigi bisi degil! PVP. net sponsorlugunda, official turnuvalar bunlar. Kazanan parayi goturuyo. Veya iste artik ne veriyolarsa.
Sonuc olarak, sardin mi hakkatten cok bis sardigin bi oyun. Tavsiye ederim, neticede beles. Oynayan varsa EU-Westteyim. Oynamak isteyen varsa boostlayabilirim azcik, custom oyun kurarak. Reference'a Synzbane yazarsaniz hepimiz kazaniriz, IP/XP boost geliyo cok guzel hareketler oluyo, dibidip dip dip.
Cekgzel karakterler var len.. cok eglenyom.
Suprise!
Anyways, Batman signing off, over n out!
laptop patlatmaya gidiyom ben..


Wednesday, September 26, 2012

Siz hala annenizin MMO'sunu mu oynuyorsunuz?


                Efendim malumunuz yeni oyuncağımız Guild Wars 2’yi (Yazının devamında gw2 olarak anılacaktır.) keyifle kurcalıyorum son günlerde. Bilindiği üzere mmo olayının farklı evreleri var; yazacaklarımın hepsi şu ana kadar oynadığım kadarıyla izlenimlerim olacak, yani ilk karakteri kastığın bölüm.  Aslında “80 olunca mı yazsaydım acep?”  diye düşündüm şimdi ama başladık bir kere zaten kalmış 5 lvl, devam.

İlk oynanışı çok keyifli hakikaten, max-lvl’da nolur bilmiyorum henüz,  tekrar edildiğinde ne kadar bayabilir, aynı keyif elde edilir mi hiçbir fikrim yok, onu alt oynarken göreceğiz çünkü altsız olmaz, öyle değil mi Çaan? Bazen Wow ‘dan (yazının devamında ve muhtemelen her yerde moplol olarak anılacaktır.) kalma alışkanlıklarımla kendime bir rota çiziyorum mesela oyunda. “Şunu yapayım bunu yapayım oradan da diğerini yaparım.” Makine gibi yani, tek düze, görev, iş, sıkıcı, grind. Nasıl sonuçlanıyor biliyor musunuz? Haritanın bu planı yaptığım ucundan girip alakasız ucundan saatler sonra çıkıyorum. Bu süreç boyunca başıma abuksubuk şeyler geliyor, planlamadığım bir sürü spontane olay oluyor ve bu durum hiç darlamıyor. Bunu vakit kaybı olarak göstermemesi güzel bir şey. Hiçbişeyi sallamadan, harıl harıl kasmadan, dağ bayır geziyorum.



Inventory sıkıntısı yok, crafting’de ve muhtelif şekillerde kullanılıp bir işe yarayan itemların hepsini tek tuşla bankada bunlar için ayrılmış kocaman yere yollanabiliyor, Salvage kit’ler ile kırılan itemlardan bunları elde edebiliyorsun. Ulaşım sıkıntısı yok, bir kere gidilen yer daha sonra sadece çift-tıkı uzaklıkta. Zaten taşın böceğin dalın yaprağın ayrıntısına kadar özene bezene yapılmış, kaliteli bi artwork var yani geze geze oynasan da olur. Yıllar süren moplol kariyerinden sonra grafikler böle bi değişik geliyor(in a good way). F2P Fontlar için yapacak bir şey yok maalesef =( . Adamlar diğer oyuncuların canınızı sıkabileceği durumları dahi ortadan kaldırdığı için insanlarla beraber oynamak problem değil eğlence olarak geri dönüyor. Oradan geçen oyuncunun size olabilecek en negatif etkisi yardım etmemesi sadece. Haritalarda sürekli bir “event”ler dönüyor, bu olayların alternatif gelişme ve sonuçları olabiliyor, chain olup devamı olanlar tadından yenmiyor. Puzzle tadında mekânlar var haritaların bazı bölümlerinde, bunlar bazen hafif gizli saklı bazen oldukça bariz, bazen çok kolay bazen tırmalatan mekânlar. Bunların ödüllendirmesi zaman zaman yetersiz olsa da neticesinde eğlendiriyor.

Storyline olayını çok başarılı bulmadım açıkcası, hani çok kıytırık bir şey değil, amacı da anlayabiliyorum ama olmamış sanki. Ya da çok basit kalmış. Her karaktere özgün story düşünüyorsun, güzel bunu 8-10 tane soruya göre ve story akışı içinde seçeneklerle oluşturuyorsun o da güzel. Ama bütün alternatif story’ler “aynı bokun mavisi” şeklinde oluyor.  Mesela yapılan olay aynı, yanındaki adamlar farklı gibi. Yap hepsini komple farklı o zaman, bir şeye benzesin. Genel hikaye hafif “meh” olmakla beraber içerik olarak ta bazı dandiklikler var bence, spoiler olayına girmeden Trahearn ile tanışınca anlarsınız diyeyim. Srsly Trahearn, FU.


Oyunda raid yok. Bunun yerine aktif bir dünya var, zaman zaman raid’lerden daha büyük event’ler var ve 5man dungeon’lar var.

Dungeon’lar ve holy trinity’nin(tank-healer-dps) olmayışı hakkında aslında ayrıca yazı bile yazılır. İlk duyunca “lan nası olcak ki bu iş” demedim değil. Moplol nasıl empoze ettiyse bu rolleri, baya benimsemişiz. Healer olmayı seviyorum,  başka bir şey oynarsam sıkılırım heralde diyordum. Hoş ben healer oynarken de araya iki büyü sıkıştıran, ona bunu cc eden, rahat durmayan kımız zararlısı bir player olarak; denedikten sonra Gw2 sisteminin hastası oldum. Her class ile dmg ediyorsun,heal yapıyorsun, bufflıyorsun (boon) debufflıyorsun (condition). Çok seçenek sunan bir skill sistemin var (10 button’dan oluşan bar yanıltmasın, silahlara göre skill’ler ve hızlı değiştirebildiğin 2 weapon set’in var.). Ayakta kalabilmek önemli, tank ve healer olmadığı için oturup pewpew etmekten ibaret değil oyun. Yani her spot’un açıkları kolay kolay kapanmıyor. Evade olayına alışıp kullanmak gerek. Yoksa çokça ağzınızı burnunuzu kıracak dmg mevcut dungeon’larda.  Aynı sebeplerden combat oldukça keyifli, monoton spamlama haliniz pek olmuyor. Ölen vatandaşları görüp komple gebermeden downed state ‘te iken reslemek önemli. Yatmış bekleyen biri varsa onu sallamıyorsunuz, direk zaman kaybı onla uğraşmanız. Eni konu ölen vatandaşlar çoğu kez res bekleyip adamı kanser ediyorlar bunu yapmayın plz, srsly.  Öldüğünüzde dungeon içlerindeki way pointler’den en yakın olandan yardırıp kaldığınız yerden devam ediyorsunuz.  Yerde göreceğiniz kırmızı halkaların içinden kaçmak gerek, bunlar kötü alan spell’leri. Beyaz halkalar hep buff heal etc. Beyaz kenarları yapboz şekilli halkalar combo yapabildiğiniz alanlar. Ben fire aoe ettim misal, içinden ok atan vatandaşın okları yanarak bufflı gidiyor, pek eğlenceli bu olaylar. Default tuşlarla Ctrl-T yaparak 1 adet target marklayabiliyorsunuz. Daha sonra millet “T” tuşu ile direk bu target’ı seçebiliyor. Dungeon’ların story mode’ları nispeten kolay olan versiyonlar. Explorable mode’lar ise daha zor ve farklı güzergahlardan seçenekler sunan versiyonlar. Ayrıca dungeon’larda da çeşitli puzzle tadında olaylar mevcut. Her yer trap ayrıca, lol.

Crafting ile ilgili yazmazdım ben aslında, bilen bilir hiç de sevmem. Şu oyunların bana göre en sıkıcı noktalarıdır. Lakin Neredeyse 0 amelelik noktasına yaklaşmışlar. Kusura bakma Arenanet bi yere kadar sevebilirim crafting’i, hepsi o [Arcane Dust]ların suçu. Hani bahsetmiştim ıvır zıvırı tek tuşla bankaya atabiliyosun diye. Burada biriken bütün matları crafting menüsünde görebiliyor ve direk buradan kullanabiliyorsun hatta! Bunların hepsini altlarla ortak kullanmak mümkün. Prof değiştirdiğinde skill puanı sıfırlanmıyor, eski prof kaç puansa orda kalıyor tekrar alıcak olursanız. Discovery diye bir olay var, yok o kasarken random proclayan recipe’ler değil. Elinizdeki beraber kullanılabilecek matları gösteriyor menü, bunlarla yeni itemlar yapmayı öğreniyorsunuz.

Pvp opsiyonları Spvp ve WvW olarak ayrılıyor.





 Spvp’nin anafikri moplol’den alışa geldiğiniz Battleground’lar. Tabi ki farkları var şöle; gw2 de “heart of the mists” diye bir lobi var efendim, burada karakteriniz lvl 80 oluyor direk, etrafta vendorlar var ve beleş item’lar veriyorlar. Alıp gear’ı ve talentları kafaya göre ayarladıktan sonra ordan direk battlegroundlara giriyoruz ve çatışıyoruz. Madem max statlı item’ı veriyor ne için kasıyoruz diye soracak olursanız cevap: şekil&şemal. Srsly, olayımız eğlenmek ve havalı gözükmek. Gear farkı ile gariban pataklamak değil, ya da tersi durumda defalarca katlanmak değil. Toplanan puanlarla alınan item’lar hep aynı statlara sahip lakin farklı tasarımlar.


(Boyanabilir armorları ve bir sürü boya çeşidi olan bir oyundan bahsediyoruz.) 

WvW dediğimiz olayda da farklı 3 adet server’ın farklı 4 cephe(zone) üzerinde çatışması. Bu haritayı mesela bi moplol expansion haritası gibi büyük düşünebilirsiniz. Kaleleri supply depot’ları dışarıdaki gibi eventleri falan olan kocaman haritalar. Buraya her zaman girebiliyorsunuz. Level’ınız direk 80’e çıkıyor kaç olursa olsun. Ama item’larınız ne ise o. Vendorlardan siege alet edavatı alıp yukarda bahsettiğim supply’lar sayesinde inşa edip kullanabiliyorsunuz. Muhtelif zergfest’ler halinde geçse de büyük bir oyun olduğu için baya eğlenceli tarafları da olabiliyor, guild’la 10-15 kişi zayıf yerleri kovalayabilirsiniz mesela. Hatta guild olarak yerleşebildiğiniz kaleler oluyor ama bu olayların fazla detayını bilmiyorum, onlara bilare değiniriz artık.

 Belli bir kalitede ve mmo’ların oyuncuyu darlayan birçok unsurunu ortadan kaldırarak bir oyun yapmışlar. 80’den sonra nasıl olur merakla bekliyorum. Eğer eventleri sık günceller, iyi expansion’lar yaparlarsa dolu dolu oynatır. Tersi durumda çabuk sıkabilir. Her ne kadar bu oyunda çok iyi makyajlasalar da neticesinde mmo dediğin grind. Subscription gibi bir yük yok. Bütün haritayı bitirip oyunu oynamak istemeseniz dahi o ana kadar paranızın hakkını fazlasıyla alıyorsunuz.




Sunday, August 19, 2012

Bana bu şehir XL

Çok şükür yaradana, paylaşımın cırılcırıl sıçıldığı şu internet aleminde artık benim de , sıçacileceğim , üstelik toplu halde sıçtığımız için herhangi bir sosyofobi yaşamayacağım bir mecraya kovuştum. (tıpkı normalde mastürbasyon sonra ince bir pişmanlık yaşarsınız, bu bir sonraki mastürbasyonu bi süre geciktirir.  Oysa toplu mastürbasyon olsa misal askerde toplu mastürbasyon seansları olur, bu seanslardan sonra pişmanlık değil de gürül gürül keyif olur hep yapasanız gelir, öyle. gerçi bu örnek cok alakasız oldu. ama sanırım asker anısı sıkıştırmak istedim we).

Evet bu seferki postumda Evli mutsuz çiftler için ilaç gibi olacak bir oyun tanıtıcam. Oyunun adı Cities XL.  

İmdi bir kere kaliteli bir oyunun bana göre tek ve gerçek göstergesi, oyunun kendisine ait bir wikiye sahip olması ki. İnanmayacaksınız bu oyunun kendi wikisi var. citiesxl.wikia.com muydu neydi öle bişi. Artı olarak steam'de falan, indirim zamanı denk gelmesseniz, fiyatı 50 dolar falan ki, tek kalemde eni konu bir şehir kurma oyununa bu parayı vermeniz, plaza / ofis ortamlarında gayet pozitif puan olarak geri dönecektir

Oyunun çevre birimlerine kısaca değindik, kendisine bakmak gerekirse. Bir kere oyundaki coğrafi birimler (her türlüsü var, işte adalara kurulu miami styla, deltalar, nehirler, lagunlar, new york , körfez , dağ, göl,  kahverenginin ve toz toprağın maviyle buluştuğu muhteşem doğasıyla dubai/katar veya Ortaasyadan akdenize bir kısrak başı gibi uzanan bir yarımada ne ararsanız ..) çok başarılı, ve yüksek rezülösyonda muhteşem gözüküyorlar. 

manzaradan kendimizi alabilirsek, oyunu oynamaya geçebiliriz. (bu manzara meselesini, şiddet popüler kültürünün türlü göndermeleriyle doldurulmuş kafası testeronlu arkdaşlar, mümkün olduğu kadar ekrana bayık bakarak hayranlık taklidiyle geçiştirebilirler. yanınızdaki mor ve somon rengi partneriniz için bu yeterli gelecektir).

Oyuna şehir dışından iç bölgelere doğru bir otoyol hattı çekerek başlıyoruz. Otoyolu dilediğimiz yerde sonlandıktan sonra oraya bir belediye binası dikip halkımıza hizmete başlayabiliriz.

Ve oyunumuz tam bu noktada alalade** bir blizzard oyunundan ayrılıyor değerli okuyucularım. Biliyorsunuz hangi idiot blizzard fanboyuna , blizzin en cok nesine köpek oluyorsun desen. -"Ağabey oyunları çok dengeli oluyor, müthiş bir denge mevzu bahis !!"
der.


alalade** blizzard'ın bacısının bekareti gibi savunduğu upkeep/dps chartı.


İşte cities xl ise tamamen dengesizlik üzerine kurulu bir mekaniği var. Oyunda birim olarak ne dikerseniz bu size bir veya bir kaç dengesizlik olarak dönüyor. haliyle hızla bu yaptığınızı dengeleyecek işlere girişmeniz gerekiyor , bu da sizi başka dengesizliklere iteliyor. 

Misal örnek vermem gerekirse, oyuna ham madde olarak fuel oil kullanan ağır sanayi, tesisleri ve vasıfsız işçiler için pınarbaşı, gültepe tarzı mahalleler kurarak başlıyorsunuz. Fakat bu sanayiciler, bir süre sonra imalat sanayii yok nereye satıcam bunları diye zırlıyor. Siz imalat bölgesi oluşturuyonuz , buralar vasıflı işçi ve yönetici istiyor. Bu sefer şehre yöneticilerinin yaşayacağı mahalle koyuyorsunuz, suç oranı trafik vs sapıtıyor. bu böyle gidiyor. Hay sokiyim bunla mı uğraşcam diyorsanız bu işin kolayını ben şöyle çözdüm youtube'a girip olmuşuna bakıyorum.
misal. 


Ayrıca sadece birimler değil, kaynaklarda da (resources) aynı dengesizlik mevcut. Eğer Elektrik ve petrol üretimine girerseniz kirlilik heryere taşıyor. tarım arazileri, su kaynakları heder oluyor. Tersini yapsanız , petrol öyle pahalı hale geliyor ki ağır sanayi duruyor vs vs.

Bu durumda da devreye trading denen kavram giriyor. Buradan sonra zaten oyunu yapan firmanın Fransız olmasına bolca küfür etmeye başlıyorsunuz. Size şimdi trade penceresini göstermek istiyorum. 1 aydır bu ekrana bakıyorum hala acaba daha ne kadar işlevsiz olabilirdi diye düşünüp cevap bulamıyorum.



Artı olarak bi sorun daha var. o da trafik. 4 şeritli otobandan tek yön cıkış veriyorsunuz . gerizekalı fransız oyun, tam o noktaya göztepe ışıklar benzeri bir şey koyuyor. ulan tersden gelen yok, yaya yok ama ışıklar var sonra trafik keşmekeş. Zaten ben toplu taşımaya genel olarak karşıyım. zengin değilse bu şehirde yaşamasın istiyorum . heryere otoyol diktim ama her cıkışa ışık koyan bir zihniyet beni oyundan soğuttu açıkcası.






Neyseki bütün bu fantezilerinizi deneyebileseniz diyerek fransız arkdaşlar, oyunun anamenusune cheat butonu koymuşlar. bastıkca para basıyorsunuz. gayet şakirt işi bir olay. bastıkca zaman gazetesinden kurban satışından yurt kiralarından para geliyor. Böylece gerekli mastürbasyonunuzu yapıp huzurla alt+f4 yapabiliyorsunuz.

Evet Sonuç: torrentden indirin.