Akvaryum gibi -Arman
Tesadüfen bulduğum bi oyundu Machinarium. Aylarca harddisk'in bi köşesinde exe olarak yatmış ve muhtemelen benim yeni bi şeyler denemek isteyecek kadar alışkanlıklarımdan sıkılmamı beklemişti. Bi kaç gün önce kurup oynadım ve kesinlikle pişman olmadım, yine yaparım.
Machinarium, 3 yıl gibi bi periodda 9 Çek developer tarafından kendi bütçeleriyle Xbox için yapılmak istenip çeşitli sebeplerle PC'ye çıkarılmış Flash tabanlı bi point & click. 2009 Bağımsız Oyunlar Festivalinde birincilik almış, aynı yıl Oyungezer tarafından yılın adventure oyunu, Kotaku tarafından Torchlight ile beraber yılın oyunu seçilmiş, CV'si oldukça başarılı.
Oyunun konusunu anlatıp spoiler'a boğmak istemiyorum, soldaki box cover bence yeteri kadar aydınlatıcı. Oyunun grafikleri gerçekten inanılmaz güzel (çünkü cartoonish). Hakikaten Machinarium oynamak akvaryum izlemek gibi bir etkiye sahip, dinlendiren, sakinleştiren ve bazen gülümseten bi manzarası var. "Fishy fishy fishy" diyip monitör camını tıklatan insancıkları görebiliyorum. Puzzle'ları klavyeyi ısırtacak kadar zor değil, kıvamında, düşündüren, eğlendiren ve mizah öğeleri barındıran bulmacalar. Dinlemek zorunda olduğunuz uzun diyaloglar, altyazılar yok, bitmek bilmeyen cut-scene'ler yok. Oyundaki ses & müzik minimalist ve bence çok da güzel. Tek bi spoiler vermek istiyorum, oyunda 3 müzisyen robottan oluşan sokak grubunun çaldıkları şarkıya hasta oldum. Aynı şekilde barda çalan şarkı da çok güzel. Robotların mimikleri ve çıkardıkları sesler insanı gülümsetiyor. "Gülümsemeyen insan değildir" demiyorum ama guys, srsly.
Oyunun tam sürümüne çeşitli sitelerden kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz ve yanlış hatırlamıyosam 150 mb civarında bi boyutu var, çerez gibi. Bi deneyin, içecek bi şeyler alıp geliyorum.

1 comment:
aynen benimde aklımda da , uzanıp oynayamadım bi türlü
Post a Comment