Efendim
malumunuz yeni oyuncağımız Guild Wars 2’yi (Yazının devamında gw2 olarak
anılacaktır.) keyifle kurcalıyorum son günlerde. Bilindiği üzere mmo olayının
farklı evreleri var; yazacaklarımın hepsi şu ana kadar oynadığım kadarıyla
izlenimlerim olacak, yani ilk karakteri kastığın bölüm. Aslında “80 olunca mı yazsaydım acep?” diye düşündüm şimdi ama başladık bir kere
zaten kalmış 5 lvl, devam.
İlk oynanışı çok keyifli
hakikaten, max-lvl’da nolur bilmiyorum henüz,
tekrar edildiğinde ne kadar bayabilir, aynı keyif elde edilir mi hiçbir
fikrim yok, onu alt oynarken göreceğiz çünkü altsız olmaz, öyle değil mi Çaan?
Bazen Wow ‘dan (yazının devamında ve muhtemelen her yerde moplol olarak
anılacaktır.) kalma alışkanlıklarımla kendime bir rota çiziyorum mesela oyunda.
“Şunu yapayım bunu yapayım oradan da diğerini yaparım.” Makine gibi yani, tek
düze, görev, iş, sıkıcı, grind. Nasıl sonuçlanıyor biliyor musunuz? Haritanın
bu planı yaptığım ucundan girip alakasız ucundan saatler sonra çıkıyorum. Bu
süreç boyunca başıma abuksubuk şeyler geliyor, planlamadığım bir sürü spontane
olay oluyor ve bu durum hiç darlamıyor. Bunu vakit kaybı olarak göstermemesi güzel
bir şey. Hiçbişeyi sallamadan, harıl harıl kasmadan, dağ bayır geziyorum.
Inventory sıkıntısı yok,
crafting’de ve muhtelif şekillerde kullanılıp bir işe yarayan itemların hepsini
tek tuşla bankada bunlar için ayrılmış kocaman yere yollanabiliyor, Salvage
kit’ler ile kırılan itemlardan bunları elde edebiliyorsun. Ulaşım sıkıntısı
yok, bir kere gidilen yer daha sonra sadece çift-tıkı uzaklıkta. Zaten taşın
böceğin dalın yaprağın ayrıntısına kadar özene bezene yapılmış, kaliteli bi
artwork var yani geze geze oynasan da olur. Yıllar süren moplol kariyerinden
sonra grafikler böle bi değişik geliyor(in a good way). F2P Fontlar için
yapacak bir şey yok maalesef =( . Adamlar diğer oyuncuların canınızı
sıkabileceği durumları dahi ortadan kaldırdığı için insanlarla beraber oynamak
problem değil eğlence olarak geri dönüyor. Oradan geçen oyuncunun size
olabilecek en negatif etkisi yardım etmemesi sadece. Haritalarda sürekli bir
“event”ler dönüyor, bu olayların alternatif gelişme ve sonuçları olabiliyor,
chain olup devamı olanlar tadından yenmiyor. Puzzle tadında mekânlar var
haritaların bazı bölümlerinde, bunlar bazen hafif gizli saklı bazen oldukça
bariz, bazen çok kolay bazen tırmalatan mekânlar. Bunların ödüllendirmesi zaman
zaman yetersiz olsa da neticesinde eğlendiriyor.
Storyline olayını çok başarılı
bulmadım açıkcası, hani çok kıytırık bir şey değil, amacı da anlayabiliyorum
ama olmamış sanki. Ya da çok basit kalmış. Her karaktere özgün story
düşünüyorsun, güzel bunu 8-10 tane soruya göre ve story akışı içinde
seçeneklerle oluşturuyorsun o da güzel. Ama bütün alternatif story’ler “aynı
bokun mavisi” şeklinde oluyor. Mesela
yapılan olay aynı, yanındaki adamlar farklı gibi. Yap hepsini komple farklı o
zaman, bir şeye benzesin. Genel hikaye hafif “meh” olmakla beraber içerik
olarak ta bazı dandiklikler var bence, spoiler olayına girmeden Trahearn ile
tanışınca anlarsınız diyeyim. Srsly Trahearn, FU.
Oyunda raid yok. Bunun yerine
aktif bir dünya var, zaman zaman raid’lerden daha büyük event’ler var ve 5man dungeon’lar
var.
Dungeon’lar ve holy trinity’nin(tank-healer-dps)
olmayışı hakkında aslında ayrıca yazı bile yazılır. İlk duyunca “lan nası olcak
ki bu iş” demedim değil. Moplol nasıl empoze ettiyse bu rolleri, baya
benimsemişiz. Healer olmayı seviyorum, başka bir şey oynarsam sıkılırım heralde
diyordum. Hoş ben healer oynarken de araya iki büyü sıkıştıran, ona bunu cc eden,
rahat durmayan kımız zararlısı bir player olarak; denedikten sonra Gw2
sisteminin hastası oldum. Her class ile dmg ediyorsun,heal yapıyorsun,
bufflıyorsun (boon) debufflıyorsun (condition). Çok seçenek sunan bir skill
sistemin var (10 button’dan oluşan bar yanıltmasın, silahlara göre skill’ler ve
hızlı değiştirebildiğin 2 weapon set’in var.). Ayakta kalabilmek önemli, tank
ve healer olmadığı için oturup pewpew etmekten ibaret değil oyun. Yani her spot’un
açıkları kolay kolay kapanmıyor. Evade olayına alışıp kullanmak gerek. Yoksa çokça
ağzınızı burnunuzu kıracak dmg mevcut dungeon’larda. Aynı sebeplerden combat oldukça keyifli,
monoton spamlama haliniz pek olmuyor. Ölen vatandaşları görüp komple gebermeden
downed state ‘te iken reslemek önemli. Yatmış bekleyen biri varsa onu sallamıyorsunuz,
direk zaman kaybı onla uğraşmanız. Eni konu ölen vatandaşlar çoğu kez res
bekleyip adamı kanser ediyorlar bunu yapmayın plz, srsly. Öldüğünüzde dungeon içlerindeki way pointler’den
en yakın olandan yardırıp kaldığınız yerden devam ediyorsunuz. Yerde göreceğiniz kırmızı halkaların içinden
kaçmak gerek, bunlar kötü alan spell’leri. Beyaz halkalar hep buff heal etc. Beyaz
kenarları yapboz şekilli halkalar combo yapabildiğiniz alanlar. Ben fire aoe
ettim misal, içinden ok atan vatandaşın okları yanarak bufflı gidiyor, pek
eğlenceli bu olaylar. Default tuşlarla Ctrl-T yaparak 1 adet target
marklayabiliyorsunuz. Daha sonra millet “T” tuşu ile direk bu target’ı
seçebiliyor. Dungeon’ların story mode’ları nispeten kolay olan versiyonlar.
Explorable mode’lar ise daha zor ve farklı güzergahlardan seçenekler sunan
versiyonlar. Ayrıca dungeon’larda da çeşitli puzzle tadında olaylar mevcut. Her
yer trap ayrıca, lol.
Crafting ile ilgili yazmazdım ben
aslında, bilen bilir hiç de sevmem. Şu oyunların bana göre en sıkıcı
noktalarıdır. Lakin Neredeyse 0
amelelik noktasına yaklaşmışlar. Kusura bakma Arenanet bi yere kadar sevebilirim
crafting’i, hepsi o [Arcane Dust]ların suçu. Hani bahsetmiştim ıvır zıvırı tek
tuşla bankaya atabiliyosun diye. Burada biriken bütün matları crafting
menüsünde görebiliyor ve direk buradan kullanabiliyorsun hatta! Bunların
hepsini altlarla ortak kullanmak mümkün. Prof değiştirdiğinde skill puanı
sıfırlanmıyor, eski prof kaç puansa orda kalıyor tekrar alıcak olursanız. Discovery diye bir olay var, yok o kasarken random
proclayan recipe’ler değil. Elinizdeki beraber kullanılabilecek matları gösteriyor
menü, bunlarla yeni itemlar yapmayı öğreniyorsunuz.
Pvp opsiyonları Spvp ve WvW
olarak ayrılıyor.
Spvp’nin anafikri moplol’den alışa geldiğiniz Battleground’lar. Tabi ki farkları var şöle; gw2 de “heart of the mists” diye bir lobi var efendim, burada karakteriniz lvl 80 oluyor direk, etrafta vendorlar var ve beleş item’lar veriyorlar. Alıp gear’ı ve talentları kafaya göre ayarladıktan sonra ordan direk battlegroundlara giriyoruz ve çatışıyoruz. Madem max statlı item’ı veriyor ne için kasıyoruz diye soracak olursanız cevap: şekil&şemal. Srsly, olayımız eğlenmek ve havalı gözükmek. Gear farkı ile gariban pataklamak değil, ya da tersi durumda defalarca katlanmak değil. Toplanan puanlarla alınan item’lar hep aynı statlara sahip lakin farklı tasarımlar.
(Boyanabilir armorları ve bir sürü
boya çeşidi olan bir oyundan bahsediyoruz.)
WvW dediğimiz olayda da farklı 3
adet server’ın farklı 4 cephe(zone) üzerinde çatışması. Bu haritayı mesela bi
moplol expansion haritası gibi büyük düşünebilirsiniz. Kaleleri supply depot’ları
dışarıdaki gibi eventleri falan olan kocaman haritalar. Buraya her zaman
girebiliyorsunuz. Level’ınız direk 80’e çıkıyor kaç olursa olsun. Ama item’larınız
ne ise o. Vendorlardan siege alet edavatı alıp yukarda bahsettiğim supply’lar
sayesinde inşa edip kullanabiliyorsunuz. Muhtelif zergfest’ler halinde geçse de
büyük bir oyun olduğu için baya eğlenceli tarafları da olabiliyor, guild’la
10-15 kişi zayıf yerleri kovalayabilirsiniz mesela. Hatta guild olarak
yerleşebildiğiniz kaleler oluyor ama bu olayların fazla detayını bilmiyorum,
onlara bilare değiniriz artık.
Belli bir kalitede ve mmo’ların oyuncuyu
darlayan birçok unsurunu ortadan kaldırarak bir oyun yapmışlar. 80’den sonra
nasıl olur merakla bekliyorum. Eğer eventleri sık günceller, iyi expansion’lar
yaparlarsa dolu dolu oynatır. Tersi durumda çabuk sıkabilir. Her ne kadar bu
oyunda çok iyi makyajlasalar da neticesinde mmo dediğin grind. Subscription
gibi bir yük yok. Bütün haritayı bitirip oyunu oynamak istemeseniz dahi o ana
kadar paranızın hakkını fazlasıyla alıyorsunuz.



